Türk Şamanizmi: Ülgen, Erlik, Umay Ana ve Yaşam Ağacı - Yaratılış, Ergenekon ve Bozkurt Destanları

Опубликовано: 06 Январь 2025
на канале: OrhanOguz YILMAZ
2,832
71

Şamanizm, doğa ruhları ve kutsal varlıklarla iletişime geçmeyi amaçlayan, ruhani bir yolculuk ve ritüeller bütünüdür. Türk kültüründe, Şamanist ritüelleri gerçekleştiren kişiler "kam" olarak adlandırılır. Kamlar, transa geçerek ruhlar alemiyle iletişim kurar, doğa olaylarını anlamaya çalışır, iyileştirici güçlere sahip olur ve kabileleri için rehberlik ederdi. Bu rehberlikte, insanların ruhsal sağlıklarını koruma, doğa ile uyum içinde yaşama ve tanrılara dua etme gibi önemli görevler üstlenirlerdi.

Tengri inancı ise daha geniş bir kozmolojiye sahiptir ancak çok tanrılı bir yapıya sahip olduğu düşünülse de değildir. Tengri inancında evrenin tüm yaratıcı gücü ve denge unsuru Gök Tengri (Gök Tanrı) olarak kabul edilir. Gök Tengri, yaratıcı güç olarak evrendeki tüm düzenin ve dengenin koruyucusudur. Tengri inancı, Türklerde daha soyut bir yapıya sahiptir ve her şeyin kökeni olan bu yüce gücü simgeler.

Üç Kutsal Alem: Ötüken, Uçmağ ve Tamuğ
Tengri inancında, evrenin üç ana alemden oluştuğuna inanılır. Bu üç alem, hem fiziksel dünyanın sınırlarını hem de ölüm sonrası ruhani dünyayı kapsayan bir anlayış sunar:

1. Ötüken (Dünya ve Kutsal Merkez)
Ötüken, Türkler için dünya ve aynı zamanda kutsal bir merkez olarak kabul edilir. Ötüken Dağı, Orta Asya’da Türklerin yurdu olarak bilinen kutsal bir mekandır. Türk inancına göre, Ötüken Dağı ve çevresi, Türklerin manevi merkezi olup, ataların ruhları ve doğa ruhları burada bulunur. Bu bölge, Gök Tengri tarafından kutsanmış ve Türk halkına verilmiş bir yurt olarak kabul edilmiştir.

Ötüken, ayrıca Türklerde vatan sevgisi ve doğaya bağlılık anlamına gelir. Ötüken'in korunması, Türklerin Gök Tengri’ye olan bağlılıklarının bir göstergesi olarak görülmüştür. Türkler için yeryüzünde kutsal olan her şey, Ötüken’de sembolleşmiştir ve bu yerin kutsal ruhları olduğu düşünülmüştür. Ağaçlar, dağlar, nehirler, doğa ruhlarıyla doludur ve bu unsurlara saygısızlık, tanrılara saygısızlık olarak kabul edilmiştir.

2. Uçmağ (Cennet)
Uçmağ, Türk mitolojisinde cenneti ifade eden bir terimdir. İyilik yapan, erdemli bir yaşam süren ruhlar, ölümden sonra Ülgen’in yanına, Uçmağ’a gider. Uçmağ, huzur, mutluluk ve ışık dolu bir diyar olarak tasvir edilir. Burada, ruhlar sonsuz huzura kavuşur ve Ülgen tarafından korunur. Türkler için Uçmağ, hayatın sonunda ulaşılabilecek en yüksek manevi makam olarak görülür.

3. Tamuğ (Cehennem)
Tamuğ, Türk mitolojisinde cehennemi simgeler. Buraya kötü ruhlar, onursuzca yaşamış, kötülük yapmış insanların ruhları gider. Erlik Han, Tamuğ’un hükümdarı olarak bilinir ve kötülüğün sembolü olarak yeraltı dünyasında hüküm sürer. Kötülük yapan ruhlar, Tamuğ’da ceza çeker, azap görür ve içlerindeki kötülüğü temizlemeye çalışır. Tamuğ, karanlık, kasvetli ve acılarla dolu bir yer olarak tasvir edilir.

Tamuğ’a giden ruhların burada cezalandırılmaları, Türklerin iyi ve kötü arasındaki denge inancını yansıtır. Ancak, bazı anlatılarda, çok ağır suç işlememiş ruhların Tamuğ’da ceza çektikten sonra dünyaya geri gönderilerek ikinci bir şans verildiği de belirtilir. Bu, Türklerin merhamet anlayışının bir göstergesidir.

Ülgen: İyiliğin, aydınlığın ve yaratılışın tanrısıdır. Ülgen, gökyüzünün üst katmanlarında hüküm sürer ve iyilikle ölenlerin ruhlarını Uçmağ’a kabul eder. Ülgen, yaratılışı devam ettirir ve evrende düzeni sağlar.

Erlik Han: Kötülüğün ve yeraltı dünyasının tanrısı olarak kabul edilir. Erlik Han, kötülük yapan ruhları Tamuğ’da cezalandırır ve onların ruhlarını arındırana kadar azap çektirir. Bu, Türk mitolojisinde kötü ruhların cezalandırılması ve kötülüğün yeraltında hapsedilmesi fikrini destekler.

Umay Ana: Umay Ana, bereketin, doğurganlığın ve koruyuculuğun tanrıçasıdır. Çocukları, anneleri ve doğayı korur. Umay Ana’nın anne figürü olarak görülmesi, Türklerin doğaya ve aileye olan bağlılıklarını sembolize eder. Umay Ana, insanların sağlıklı ve bereketli bir yaşam sürmesi için onların yanında olur.

Tengri inancında, tanrıların yanı sıra iyeler adı verilen yardımcı ruhlar da bulunur. Bu iyeler, doğanın çeşitli unsurlarını koruyan ruhlar olarak kabul edilir. Dağlar, nehirler, ormanlar gibi doğa varlıklarının her birinde bir iye olduğuna inanılır. Örneğin, bir ağaç kesileceği zaman ondan izin istemek, bu iyelere duyulan saygıyı gösterir. Bu uygulama, doğayla uyum içinde yaşamayı ve ona saygı duymayı simgeler.

Kut, Türk mitolojisinde ve Tengri inancında, Gök Tengri tarafından liderlere verilen kutsal bir güç olarak kabul edilir. Kut, bir kişinin toplum lideri olabilmesi için gereken ilahi yetkiyi sağlar. Ancak kut, kötüye kullanıldığında veya masumlara zarar verildiğinde geri alınabilir. Örneğin, Umay Ana’nın koruduğu masumlara zarar verenler, kutlarını kaybederek felakete uğrarlar. Bu yüzden Türklerde, savaş sırasında çocukları veya masumları öldürmek büyük bir günah olarak kabul edilirdi.