Evlilik değiştirir. Değişime direnen evli kalamaz.
Evlendiği halde bekar gibi davranan kişi evliliği hazmedememiştir.
Değişimi kabullenmek için inanma, mantıklı bulma veya buldurma gereklidir.
Evlilik herşeyin birlikte yapılacağı degil yapılan şeylerin beraberlikte yapılacağı birşeydir.
Herkesin kendine ait alanı olmalıdır. Bu herkes kafasına göre takılacağı anlamına gelmez. Birey olmanın şartıdır.
Tahamüllü ve sabırlı olanlar evliliği sürdürebilir.
Evliliğin ilk zamanları sistemi öğrenme, oturtma veya diş geçirme sürecidir.
Diş geçiren, verilecek tepkilere katlanmak zorundadır.
Evlilik yetişkinlerin yaptığı güç savaşı değil, güç birliğidir.
Evlilikte kadın ile erkek birbirine eşit değil eştir.
Bunu ego haline getirerek eşitlik yarışına sokmak çocukluktur.
Evlilik kıyaslanmaya izin vermez. Çünkü Her evlilik parmak izi gibidir.
Hiç bir evlilik birbirne benzemez.
Daha iyisine layık olduğunu düşünüyorsan, çözüm basit kabullen, vazgeç veya tekrar düşün.
Daha iyisi, seni kendine layik görecek mi?
Evlilikte kişi, diğer tarafın sevdiği şeylere saygı duymak zorundadır.
Sürekli aynı konu üzerinde kavga ediliyorsa bir taraf hatasını kabul etmemiştir.
Evliliğin düzelmesi için iki tarafında çabalaması gerekir.
Çünkü evlilik iki tarafın yüzdürdüğü tekne gibidir.
Teknede tek kişi kürek çekerek yol alamaz, aksine kendi etrafında döner durur.
Onaylamayan, taktir etmeyen, teşekkür etmeyen, var olanın kıymetini bilmeyen zamanla var olanları arar hale gelir.
Eşler birbirinin aynasıdır. Eşini sürekli eleştiren, zamanla eleştirilir hale gelir.
Bir taraf sürekli aklına ilk geleni düşünmeden söylerse zamanla istemeyeceği sözleri duymaya başlar.
Eşini Hayalindeki eşe çevirmeye çalışmak boşa çabadır. Olmadığın şeye kendini çeviremezsin.
Kavgalarda kusurları, ayıpları ortaya saçan, onları toplamaya mahkumdur.
Kavgaların uzamasını bir tarafın eski olaylara bağlantı kurmasıyla alakalıdır.
Eşe yapılan iltifat zayıflık degil, güç gösterisidir.
Sevgiyi göstermemek korkudan, sonuna kadar hissettirmek cesarettendir.
Evliliğin uzunluğu fedakarlık ile değil mutluluğun çokluğuyla alakalıdır.
Kendini mutlu edemeyen, başkasını mutlu edemez.
İhtiyaçların sonsuz olduğu bu dünyada, ihtiyaçların kusursuz giderilmesi mutluluk getirmez.
Olanı şükür, hamd ile huzurlu bir şekilde başa kalkmadan yapabilmekle gelir.
Hatasız olmaya çalışan, hatalara karşı öfkeli olur.
Eşini aşağılayan, gurur duyamaz.
Uzun evliliklerin sırrı, kadın ve erkeğin kalplerinin doluluğuyla alakalıdır.
Erkeğin kalbi adam olduğunu hissetmesi ile kadının kalbi sevildiğini hissetmesi ile dolar.
Evlilik iki şeye bağlıdır. Birincisi doğru insanı bulmaya, ikincisi doğru insan olmaya.